Gizem Öğretmenin Kaleminden

Dilek Livaneli'nin Ondokuz Mayıs Üniversitesine gelmesi benim için kaçırılmayacak bir fırsattı ne olursa olsun gidecektim. O saatte dersim vardı, derste yok yazılsam bile gideceğim diye kafama koydum. Hocamız sınıfça gideceğimizi söyledi. O kadar mutlu olmuştum ki... İyi ki de gittik. O kadar güzel ve coşkulu anlattı ki hikayesini kah ağladım kah güldüm ama duygularımı derinden etkilediği kesindi. Çok güzel bir konuşma yaptı kendi hayatını anlattı, yaptıklarını... İnanılmazdı... Dilek Livaneli kendisi Gazi Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği bölümünden mezun olmuş ve mezun olduktan kısa bir zaman sonra atanmış bir öğretmen. Yanlış hatırlamıyorsam lisans eğitimi devam ederken evlenmiş kendisi. Tam savaşçı ruhuna sahip bir kadın. Köy öğretmenliğinin zorluklarını, güzelliklerini ve bulunduğu durumların içinde yaptıklarını anlattı tek tek. Bir branş öğretmeni olarak bunları yapabilecek miyim diye sordum kendime; çalışacağım okulum için, çevrem için, velilerim ve müstakbel öğrencilerim için

Yeter ki iste yapılacak o kadar çok şey var ki... Ben de bilmiyordum yeni öğrendim. Biliyorsun ki Almanca öğretmenliği bölümünde 3. Sınıf öğrencisiyim. Eğitim fakültesinin zorunlu derslerinden birsi de Topluma Hizmet dersi iyi ki de zorunlu iyi ki bu dersi alıyorum. Hocamın topluma faydalı işlere katılmamızı istemesi sonucunda araştırmaya girdim ve ne yapabilirim sorununu kendime sordum.  Önümde çok seçenek vardı elbette.  Kızılay gönüllüsü olmak Afad gönüllüsü olmak, zaten yıllar önce kayıt oluşturmuştum hatta eğitimlere katılmak istediğimi beyan ettim inşallah o da olur bir gün Yeşil Ay kurumunda gönüllü olmak Çocuk yuvasına gitmek Huzur evine gitmek  Gençlik Spor Bakanlığı Merkezi Aşevleri ... Daha birçok kurum var sayabileceğim iyi ki de var bu kurumlar topluma yarar sağlayan gençlerin hatta her yaştan insanların sosyalleşebileceği huzur bulabileceği kurumlar.  Birkaç yeri aradıktan sonra bu yoğunluğumun içinde bir eleme yapmam gerekiyordu ve yaşadığım ilçedeki Gençlik Spor Bakanlı

Artık her şeye online erişebileceğimiz bu çağda hâlâ Türkiye'de farklı dilleri kullanamıyorum diye düşünenlerden misiniz? Eğer öyle düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.  Artık bahanelere sığınamayız kimse inanmaz!! :)) Tabii bilmiyor olabilirsiniz, bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp demiş atalarımız. İnstagramda bile konuşma kulüpleri var böyle konuşma grupları yapan birçok hesap var birçok öğretmen arkadaşımız var ister İngilizce ister Almanca hiç fark etmez bunun dışında mutlaka farklı platformlar vardır biraz araştırmak gerek sadece.  Size bir tanesinden bahsedebilirim. Goethe Institut yani Alman Kültür Merkezinin sunduğu çok faydalı online veya yerinde etkinlikler var.  https://www.goethe.de/ins/tr/tr/ver.cfm  linkine tıklayın ve anında etkinlikleri görüntüleyin. Goethe Sprachcafe etkinlikleri var hem de online :) eee daha ne olsun form doldurup etkinliğe katılmak istediğinizi belirtiyorsunuz ve size maille katılım bilgileri, linkini ulaştırıyorlar gününde ve saatinde linke tıklayar

Okumak istediğim diğer bir bölümse psikoloji. Belki bir gün nasip olur kim bilir... Çevremize çoğu zaman duyarlı olmalıyız diye düşünüyorum bu konuda hem fikir olmak zorunda değiliz elbette ama bu dünyaya kendi küçük yaşamımızda yani konfor alanımızda ömür geçirip ölmek için dünyaya gelmedik diye düşünüyorum.  İnsanlara yardımcı olmayı, dertlerini dinlemeyi, bana soru sorduklarında yardımcı olmayı çok seviyorum. İyi ki de seviyorum. Öğretmen olmayı istememin bir diğer sebebi de bu. Öğrencilerimle bıcır bıcır olmak istiyorum öyle derse girip sadece dersini anlatan dersi derste bırakan bir öğretmen olmak değil hayalim. Öğrencimin derdiyle dertlenmeyi istiyorum, öğrencimi yakından tanımak istiyorum hep endişelerim vardı branşımdan dolayı çünkü ne yazık ki Almanca öğretmenlerin verdiği ders sayısı az. Sanki bu isteklerimi, hayallerimi gerçekleştiremeyeceğim diye düşünürdüm hep taa ki sınıf yönetimi dersinde hocama bu endişemi dile getirene kadar çünkü hocam bana "asla öyle düşünme ben

Tabii ki HAYIR! Diplomaya sahip olan herkes kendini geliştirmiş değildir. Bu çok yanlış bir algıdır.  Ben kendimden örnek vermek istiyorum. Lisans eğitimime başlamadan önce Halk Eğitim Merkezinin sunmuş olduğu üç buçuk aylık çocuk gelişim kursuna katıldım ve sertifika aldım. Bu belgeyle kreşlerde okul öncesi öğretmenlerine yardımcı olarak çalışılabilmek mümkün. Bu kurs sayesinde hâlâ devam eden arkadaşlıklar edindim. Çocuk gelişim alanında faydalı bilgiler edindim ve ilk kez bir etkinlik kitabı oluşturdum. Bu kitabı kızlarım da kullandı. Kuklalar yaptık çok şey öğrendik hem teorikte hem de pratikte. Yaptığım şeyleri kızlarım severek kullandı. Hem onlara eğlenebilecekleri, kullanabilecekleri şeyler yaptım hem de nasıl yapıldığını öğrendim. Ayrıca ortaya bir ürün koymak kadar güzel bir şey yok.  Bir tavsiyem de bulunduğun il veya ilçedeki Halk Kütüphanesine üye olman oradaki kitaplardan faydalanman.  Benim çocuklarımın da halk kütüphanesinde üyelikleri var küçük yaşta olmalarına rağmen ü

Bu bana yeter mi diyorsun? Sana göre yetiyor olabilir ama bence yetmez hele de bir öğretmen adayı isen veya öğretmensen asla tekdüze bilgilere sahip olmak yetmez.  Ben Almanca öğretmenliği bölümünde okuyorum ama İngilizce'mi de geliştirmek ve ufkumu genişletmek adına Üretkenlik ve English Challenge  adında bir eğitime katıldım. Eğitim beni daha ilk günlerden çok geliştirdi ve bana çok şey kattı. Bu eğitime nasıl denk geldim? Sosyal medyada Perçin İmrek adında bir eğitmeni keşfettim ve akşam saatlerinde yürüttüğü online seminerine katıldım hatta o akşam misafirlikteydim ama yine de katıldım herkes havadan, sudan ya da onun bunun hayatından konuşurken ben bu eğitimi açtım ve dinledim. Daha sonra sunmuş olduğu eğitim paketini alarak eğitime katıldım iyi ki seminere ve eğitime katıldım. Yoğunum yapamıyorum deme lütfen yapabilirsin.  Sadece kendi alanına yoğunlaşmak seni iyi ya da bilgili yapmaz.  Farklı alanlarda kendini geliştirmelisin hele de öğretmensen bunu yapmak zorundasın.  Beni

Merhaba arkadaşlar, üniversite öğrencisini normal öğrenciden ayıran özellikler olmalı. Üniversite öğrencisi artık daha evrensel boyutta olmalıdır. Dr. Cengiz SARIÇAM hocamın da hep söylediği gibi üniversite UNIVERSAL yani evrensel demektir. Artık kendini daha geniş kapsamlı bilgilerle donattığın kendi kendine öğrenmeyi olmazsa olmaz olarak gördüğün bir eğitim hayatına atılmış oluyorsun. Üniversitede önüne hazır bilgiler gelmeyecek sen o bilgileri kendin araştırıp analiz-sentez yaparak kendi çıkarımlarında bulunacaksın. Derslerin dışında konularla ilgili daha çok okumalar ve araştırmalar yapmalısın. Yoksa sadece derslerde aldığın notlar elbette ki yetmeyecek. Hiçbir zaman çekinme hocalara sürekli sorular sor. Ben hep öyle yaptım hâlâ yapıyorum hocalarımın bana ayrıyeten verdikleri bilgilerden çok şey öğrendim. Örneğin kendimi nasıl geliştirebilirim hocam diye sorduğumda Hacettepe Üniversitesinde Prof. Dr. Dalım Çiğdem Ünal hocamın bana vermiş olduğu cevap şuydu: Du solltest den Begriff

Merhaba sevgili okurum, bu bölümü tercih etmeden önce kendine şu soruları sormalısın; Almanca öğretmeni olmak istiyor muyum? Bu bölüm gerçekten bana göre mi? Almanca öğretmenlerin ataması az, ben bunu göze alıyor muyum? Özel sektörde çalışır mıyım? Alman dilini seviyor muyum? "Atanamazsın, bu bölümü boşuna okursun" diyenlere kulak tıkayabilir misin? Eğer cevabın "EVET" ise bu bölümü çok keyifli bir şekilde okuyacağından eminim. 😊 Ben bölümümü çok seviyorum okurken de çok keyif aldım hep hâlâ çok keyifli geçiyor benim açımdan.  Almanca öğretmenliği bölümü ne yazık ki ülkemizde yalnızca 16 üniversitede var.  Bunlar şu üniversiteler:  (Almanca öğretmenliği bölümleri) Hacettepe Üniversitesi AL MAN CA (Eğitim Fakültesi) benim ilk göz ağrım canım üniversitem   Anadolu Üniversitesi (Eğitim Fakültesi) Atatürk Üniversitesi (Eğitim Fakültesi) Bursa Uludağ (Eğitim Fakültesi) Çukurova Üniversitesi (Eğitim Fakültesi) Dicle Üniversitesi (Eğitim Fakültesi) Dokuz Eylül Üniversite

Almanca podcastler dinlediğini anlama ve telaffuz için olmazsa olmazlardandır. Artık teknoloji o kadar gelişti ki bunlardan faydalanmamız gerekiyor. Hacettepe'den çok değerli Dr. Cengiz Sarıçam hocam onun öğrencilik döneminde bu kadar içeriğin olmadığından bahsederdi hep, hatta Ankara Goethe Institut -Alman Kültür Merkezi-ni bulduğumda altın bulmuş kadar mutlu oldum oradan hiç çıkmadım demişti.  Buradan anlıyoruz ki çok ama çok şanslıyız, kendi kendine öğrenme -autonomes Lernen (deutsches Fachbegriff) potansiyelini benimsersek elimizin altında birçok imkan var.  Sadece çok araştırmak ve aramak gerekiyor mutlaka size hitap eden bir şeyler bulacaksınızdır. Bana biri çok entelektüelsin demişti öyle olmaya da bilirim ama araştırmayı çok severim. Mutlaka bir şeyler öğreniyor insan. Ben bir şey bulamıyorum Almanca öğrenmek zor demeyin sadece istikrarlı ve azimli olun gerisi gelecektir. Elbette ki sadece Almanca için değil bu her konu için geçerlidir.  Gelelim Almanca Podcastlere; https:/

Lisans eğitimimin başlarında Türkiye'de Almanca makaleler yayınlandığını bilmiyordum.  Hiçbir hocam da bundan bahsetmemişti. Kendim merak ettim araştırdım arama motorlarında çok kez arama yaptım çok aradıktan sonra ancak buldum.  İstiyorum ki siz de faydalanın çünkü bilgi paylaştıkça artar. Almanca makale okuyup ne yapayım?! Demeyin, Almanca öğretmenliği bölümünde okuyorsanız işinize yarayacaktır.  Lisans eğitimim boyunca da hep notlarımı paylaştım -hâlâ paylaşıyorum- çünkü yardımcı olmayı seviyorum. 😊  Paylaştıkça çoğalacağına hep inandım.  Şimdi gelelim Almanca makaleler yayınlayan dergiye.  Dergi hakkında: DİYALOG dergisi Germanistler Derneği GERDER'in yayın organıdır.  DİYALOG dergisi kültürler arası ve karşılaştırmalı konularla ilgilenen ve çok dillilik, çok kültürlülük alanlarda çalışarak okuyucularına hitap etmektedir.  Dergi dünyadaki farklı kültürler, diller ve edebiyatlar Alman dili, kültürü ve edebiyatıyla ilintili konular hakkında yayınlar yapar. Ayrıca Alman Dili

Şu an okuduğum kitap Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu’nun 30 günde 10 yıl kitabı. Bu kitap sağlıklı beslenmeye merakı olanlar için çok uygun bir kitap. Eğer sağlıklı beslenmeyi bir yaşam biçimi hâline getirmek istiyorsanız ve nereden nasıl başlamanız gerektiğini bilmiyorsanız bu kitabı size tavsiye edebilirim. Yazar ayrıca kitapta 30 günlük aralıklı oruç programına yer vermiş. Aralıklı orucun faydalarından bahsetmiş. Kitapta sağlıklı tarifler de mevcut. Ben henüz bitirmedim ama çok beğendim çok da ilgimi çektiği için edindim.      Bu kitaptan önce de Uzm. Dyt. Simge Çıtak yazarına ait NEFS DİYETİ kitabını okudum o kitap da daha yalın bir dille sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmaya yardımcı oluyor. Gerçekten bakış açım değişti çok faydalı bir kitaptı benim için hatta öyle güzel sağlıklı tarifler mevcut ki tam bir başucu kitabı. Eğer sağlıklı beslenmeye meraklıysanız bu kitabı da size tavsiye edebilirim. Kitapta 14 günlük toksinlerden arınma programı var ben bire bir uyguladım ve daha dinç, d

Nasıl yok?!  Endişe etmeyin siz yeter ki isteyin elbette erişebileceğiniz güzel kaynaklar var. 😉  Goethe Institut Türkiye'nin sunduğu onleihe adındaki aplikasyon bir derya deniz.  E-kitaplar, e-magazinler, e-müzikler, e-gazeteler gibi daha pek çok içerik mevcut hem de hepsi Almanca hatta Almanca çalışabileceğiniz çok değerli kitaplar bile var.  Eee daha ne olsun.  Her telefon markasının uygulama mağazasında olmayabilir eğer yoksa web sayfadan da hesap oluşturup kaynaklara erişebilirsiniz.  Kütüphane kısmına Goethe yazmanız yeterli.  Bu e-kütüphane aplikasyonunda eğer kimse ödünç almamışsa siz belli bir süreliğine ödünç alabilirsiniz.  Ödünç alabileceğiniz süre alacağınız parçaya göre değişir zaten hepsi bu uygulamada seçtiğiniz içerikte yazıyor.  Teknolojiden faydalanalım artık pek çok şeye erişmek mümkün. Hatta Alman kanallarına (hepsi olmasa da) farklı yollardan internet üzerinden erişebilirsiniz bunu da ayrı bir yazımda bahsedeceğim. Ayrıca https://www.tak.com.tr/  adresinden

Almanca'nız varsa hem de iyi bir seviyedeyse on numara beş yıldız. Almanya gündeminden sürekli haberdar olabilirsiniz bunun için çok güzel aplikasyonlar var. Eğer Almanya'da yaşamıyorsanız ve bu yüzden de Alman televizyon kanallarına erişemiyorsanız hiç üzülmeyin. Burada zaten çok bilinen platformlardan bahsetmiyorum. Çok yaygın kullanılan platformlarda da elbette Almanca diziler, filmler izleyebilirsiniz ama benim kast ettiğim gündemden haberdar olmak. Almanya gündemini takip edebileceğiniz aplikasyonlar: - ZDFheute - WDR aktuell - tagesschau - Nachrichten - DW  - FAZ.NET - Nachrichten - ntv Nachrichten  - FOCUS online Nachrichten - DER SPIEGEL - Nachrichten  Çoğu uygulama ücretsiz ama bazılarında uygulama içi satın alımlar mevcut siz size hangisi hitap ediyorsa onu indirebilirsiniz. Benim yaygın olarak kullandığım ve çok sevdiğim uygulamalar ZDFheute ve WDR aktuell aplikasyonları hem burada günlük Alman ZDF televizyon kanalında yayınlanan haberi video şeklinde izleyebilirsini

Birincisi; sizlere ilham olmak için bu blogu yazmaya karar verdim. Ama lütfen şunu da unutmayın; eşiniz, aileniz, değer verdiğiniz yakınlarınız sizi desteklerse başlayın böyle bir yola. Belki de yaşadığınız şehirde okuyabilirsiniz. Evinizden okulunuza gider gelirsiniz.  Ya da açıktan bir bölüm elbette okuyabilirsiniz. Bir alternatif mutlaka bulunur. Belki de benim gibi çocuklarınız varsa bakan birileri de varsa eşiniz aileniz de onaylarsa istediğiniz bölümü okuyabilirsiniz. Ya da kazanırsınız dondurursunuz daha uygun bir zamanda devam edersiniz. Bir çaresi mutlaka olur. Belki karşı çıkan ailenizi ikna edersiniz. Çocuklarınız varsa onların büyümesini beklersiniz. Yine yaparsınız. Ortak girdiğim derslerde 65 yaşında bir bayana bile rastladım hem de Hacettepe PDR bölümünde okuyan bir bayan. 40 yaşlarında, 50 yaşlarında, 60 yaşlarında okuyan o kadar çok insan var ki siz de yapabilirsiniz er ya da geç fark etmez. Yeter ki isteyin. İkincisi; bu blogumda Almanca öğretmenliğine, Almanca öğrenm

OLDU! "Yapamazsın, çocukların var nasıl gideceksin?!" diyenler çok oldu. Biri de çıkıp yapabilirsin en azından denersin olmazsa bırakırsın demedi.  Evet haksız değillerdi ama eşim, eşimin ailesi ve çocuklarım beni sonuna kadar hep destekledi. "Yap, git biz arkandayız" dediler. Bu da bana yetti zaten.  Hatta bazısı "Almanca öğretmeni olup ne yapacaksın" dediler. "Almanca öğretmenliği ölü bir bölüm, boşuna okursun" dediler. "Almanca'nın ataması az atanamazsın özel sektör de zor" dediler.  Ama dinlemedim. Hepsine kulak tıkadım.  Ankara'da okurken sınıftan bir arkadaşımın beni önermesiyle TEOL Dil Okulunda çalışmaya başladım. Çok farklı ve güzel bir deneyim oldu benim için aldığım ders ücreti benim için hiç önemli değildi deneyim kazanmak istedim sadece.  Beytepe Kampüsünde, eğitim fakültesinde derslerim biter bitmez hafta içi her gün Kızılay'daki TEOL Dil Okuluna gidiyordum ve her gün üç saat öğrencimle ders yapıyordum. Çok yor

Eveeeettt "Hakkımda" yazımda kendimden bahsettim peki şu an hangi üniversitede devam ettiğimi soracak olursanız; Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde 3. Sınıf öğrencisiyim. Şaşırmış olabilirsiniz söylediğim her kişi şaşırıyor; "Hacettepe Üniversitesi bırakılır mı hiç" diyorlar. Evet, önceliklerim olduğu için Ondokuz Mayıs Üniversitesi'ne geçiş yaptım.  Hacettepe Üniversitesi'nde hazırlık sınıfını sınavla geçtim 100 üzerinden 92 (A2 harf notu) ile geçtim ve doğrudan 1.Sınıfa başladım. O sene Covid19 salgını Türkiye'de iyice yayılmıştı bu nedenle evlerimizden online eğitime başladık. 2. Sınıfa geldiğimde eğitim yüz yüze oldu üniversitenin yurduna başvurmuştum ve yerleşmiştim. Eşim ve çocuklarım yaşadığım şehirde kaldılar. Çocuklarıma eşimin annesi baktı. Ankara'ya ilk gittiğim zamanlar her hafta memlekete geliyordum yaklaşık 10 saat sürüyordu otobüsle yolculuğum sadece 2 gün için geliyor ailemle hasret giderip geri dönüyordum. 2. Sınıfı bu şekilde tamaml

Merhaba güzel insan! Önce beni tanımanı isterim. Ben Gizem. Üniversite öğrencisiyim. Almanca öğretmenliği bölümünde okuyorum. Ama sadece öğrenci değilim birden fazla rolüm var. Hem anneyim hem eşim hem öğrenciyim hem de ev hanımıyım. Üstelik yaşadığım şehirde okumuyorum.  Belki bilmeyeniniz vardır; Eğitim fakültelerinde örgün eğitim verilir. Hem de devam takibi çok sıkı yapılır.  Nasıl üstesinden geldiğimi tek tek anlatacağım. Hazırsanız başlayalım.  Öncelikle hayal ettim sonra çok çalıştım ve cesaret ederek adım adım hedefime ulaştım. Kolay bir yol değil kabul ediyorum ama imkansız da değil.  Şimdi başa sarmamız gerekiyor.  Almanya'nın Münih kentinde doğdum. 16 sene Münih'te yaşadım daha sonra ailecek Türkiye'ye dönüş yaptık. Almanya'daki okullardan aldığım karnelerimle Türkiye'deki okula denkliğim yapıldı ve burada eğitime devam etme hakkını kazandım lakin 1 sene sonra pes ettim. O yaşta bu kadar azimli değildim dahası okulu bırakmama neden olan birkaç etmen vardı